ZEİTGEİST ZAMANIN RUHU - NEDEN HESAPSIZ ÜREME

  ANA SAYFA
  İLETİŞİM
  DUYURU
  FORUM ALANI GİRİŞ
  KENDİ LİNKİNİ GÖNDER
  Zeitgeist Alanı
  ZEİTGEİST NEYİ ANLATIYOR
  CANLILARIN BİRBİRİNE BAĞIMLILIĞI
  PARASAL SİSTEMİN OLUŞMA AŞAMASI
  PARANIN SAHİPLERİ
  Kişisel Yorumlarım
  DİN İLK ANAYASA KİTABIDIR
  DEİSTLİK ARA GEÇİŞ DÖNEMİ
  HOLOGRAFİK EVREN VE DİN
  NEDEN HESAPSIZ ÜREME
  EŞİTSİZLİK BAKIŞ AÇISI
  DÜNYADA TEK DİLİN ÖNEMİ
  ÜTOPYA VE HAYAL
  SAĞLIK AÇISINDAN CAHİLLİK VE YOKSULLUK KARDEŞTİR
  SONUÇ: NASIL BİR YAŞAM
  CAHİLLİK AİLE VE TOPLUM MİRASIDIR
  Farklı Görüşler
  RİCHARD DAWKİNS EVRİM
  EVRİM HAKINDA
  ATOM DÜNYASI EVREN KUANTUM FİZİĞİ
  TEK DÜNYA DEVLETİ
  DİN VE İNANÇ HAKKINDA
  MEDENİYETLER ÇATIŞMASI
  DİYALEKTİK BAKIŞ
  KAPİTALİZM ELEŞTİRİSİ
  Bilinç Algı Felsefe
  BİLİNÇ BİLİNÇALTI
  ÖZBENLİK
  OSHO FELSEFESİ
  GÖZLEM VE ALGI
  __________________
  ZEİTGEİST ANKETİ


NEDEN HESAPSIZ SINIRSIZ ÜRÜYORUZ

Hayata/Yaşama bir bakış açım var ve ben insanların alışılmış hesapsız üreme yaparak bu kısır döngüyü devam ettirmek zorunda olmadığını, hesapsız üremede ısrarın, kültür, gelenek görenek, alışkanlık şeklinde insanların zihinlerine yerleştiğini düşünüyorum. Peki altarnatiflerimiz neler olabilir.

1)Birinci yöntem; önce bir tesbit yaparak  üreme en aza indirilmeli, bunun kıstasıda yiyecek, içecek, giyecek, barınma, sağlık, eğtim gibi temel yaşamsal ihtiyaçlarını en kaliteli şekilde karşılayabildiğin çocuk sayısını oranlamak gerektiğini söylüyorum. bir aptalın doğurduğu bir başka aptal, sağlıksız, eğtimsiz  insanın üremesi yerine bu temel yaşamsal ihtiyaçları karşılanmış, sağlıklı, eğtimli, zeki insanların üremesi ancak böyle gerçekleşir. ayrıca konuda anlatıldığı gibi temel yaşamsal ihtiyaçları karşılanamıyan, sağlıksız, eğtimsiz, aptal diye bahsedilen insanlar, kendi çekilmez hayatları bir tarafa diğer düzgün insanların hayatlarınıda çekilmez hale koyuyorlar ve böyle bir toplumda mutluluk huzur asla olmaz, sağlıklı insanında zarar görmesi, sağlığının bozulması kaçınılmazdır.

2)İkinci yöntem; insanlar yapılan her konuşmada, röportajda v.s kendim için değil önemli olan çocuklarımın geleceği der, artık bizden geçti der, yaşını sorsan 30-40-50. İçimden geçen söz be salak insan seninki hayat değilmi, çocuklarının nasıl yaşayacağını zannediyorsun., senden ne kadar daha iyi yaşayabilir zannediyorsun, yıllarca emeğinden sömürülmüş işçi babanın, annenin işçi çocukları veya orta sınıf işler yapan bir batan,bir çıkan insan olacak ve oda aynı yaşam mücadelesini yaşayıp hayatını bir sonrakıne devrederek ölüme gidecektir. umut eden değil, sadece zekasıyla aklıyla düşünen geçmiş tecrübelerden ders çıkaran insanlara ihtiyaç var. sen bir hayatsın, ruhsun, enerjisin herneyse. bu hayatı, ürettiğin çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamamandan dolayı yaşayacağın katmerli sorunlar olmadan bir nebze daha gönlünce yaşayıp ve ürettiğin çocuğununda senin çektiğin yaşam mücadelelerinin acısını çekip isyan edeceği gerçeğiyle hareket ederek , onu bu gereksiz yaşam mücadelesine atmayıp, kendi hayatınıda zamanı geldiğinde ecelinle sonlandırıp dünyayı insansız bırakabilirsin.

Bu düşünceyi öğrenince insanlar şaşırıp kalıyor, olurmu öyle şey yani dünya insansızmı kalsın ,öyle hayat yaşam olurmu diyor. ya sanane , birine verilmiş sözünmü var, mecburiyetinmi var, sen bir hayatsın ve yaşaybileceğin en kaliteli şekilde yaşa ve zamanı gelince öl git. nedir bu illede üreyip bu saçma sapan yaşamsal döngüyü devam ettirmekteki inat, bir komedi örneği olarak cehennem gelecek diyenler var, milyarlık dünyanın ve yaşamın hala sonunu bekleyenler . ya sonmu istiyorsun, doğmak senin elinde değil, ama doğurmamak yani üremeyi sonlandırmak senin elinde. insan ne kaybeder, üremediği için ne kaybeder, kime zarar vermiş olur, hiç kimseye. hatta ortada bir oyun varsa işte o oyunu sonlandırmakta insanların kendi elinde.  yakın gelecekte  tek ortak akıl oluşamıyacağı ortada. Çok yavaş ilerleyen bir bilinçlenme var, araştırmalarda dünya insan nüfusunun düşme eğliminde olduğu açıklansada insanlık ciddi anlamda aptalık, barbarlık içinde yaşıyor, kurmuş olduğu sistem ve bu sistemin mücadelesinin akılla anlatılır hiç bir izzahı olamaz. bu yaşam mücadelesine bir anlam veren varmı, üzerine düşünen ve mantıklı analizini yapan varmı, bence yok sadece yaşıyoruz. çok küçük sayıda insanlar diğer bütün insanları dolaylı yoldan köle olarak kullanıyor, evet modern kölelik böyle bir şey. kişi sömürülür, sürekli mücadele içinde 5 para etmez hayatından bütün verimlilikleri emilir ve çöp kutusuna atılır. sıra onun çocuğuna geçer, kişi o çocuğu yaparken umudu, benim çektiğimi çekmiyecek, benden daha üstün olacak, hatta benim bile hayatımı kurtaracak kişi olur umuduyla o çocuğu üretiyor. fakat anlamadığı bir şey var, onun kendi babasıda onu bu niyetle üretti, ve babasının babasıda bu niyetle üretti. genel çoğunluk için bu kısır döngü hiç bitmeyecek, ama sonuç hiç değişmeyecek. geçen yıllara oranla yaşam şartları belki değişecek ama, bulunduğu yaşam şartları içinde çıtası hep aynı kalacak, hep bütün verimliliği sömürülecek ve posası çöp kutusuna fırlatılacak. bu sistemi değiştirmeye gücümüz yetiyormu,hayır. o zaman neden bu saçma ve gereksiz yaşam mücadelesi için çocuğumuzun dünyaya geldikten sonra yaşamının büyük bölümünde mutsuz olacağı bir üremeyi gerçekleştiriyoruz. bunda mantık yok sadece duygular var. İyide akılsız kafalarda sürekli acı çekiyor, hem acı çekiyor hemde tekrar tekrar aynı ahmaklıkları yapmaya devam ediyor. Bu muhteşem yaratılmış o zeki insanın eseri gerçek bir komedi yaşanılan. 

Kendisini her hangi bir meziyette geliştirememiş, uzmanlaşamamış insanlar çocuk doğuruyor bu çocuğun yaşam öğretmeni kim olacak, milli eğtim bakanlığı değil ya, tabiki anne baba olacak.
ama zaten kendisi kendi ailesinden dolayı eksik kaldığı bir konuda, gerçek bilgiden uzak, öğretmene ihtiyaç duyan biri olarak çocuğuna ne öğretebilirki,  burada cahil ailelerin birbirine cehaletini aktardığı bir yaşam biçiminden bahsediyoruz.

Bu sistemde sadece birer üretim aracıyız. dikkat edin bol çocuk isteyenler kimler, yani hiç bir yaşamsal ihtiyacını doğru düzgün tam olarak sağlayamadığın ortada iken, bol çocuk neden istenebilir. bir aptalın doğurduğu bir başka aptal, aç, sağlıksız, bilgisiz, sevgisiz çocuk, ancak savaştırılmak veya köle gibi karın tokluğuna çalıştırabilmek için talep edebilir. bunu bize kim aşılıyor, aç karnını doyuramıyan insan, kendisini eğitmekten aciz insan, 3-5-10 çocuk yapma ihtiyacını neden hissetsin.  Hatta içinde bulunduğu ülkenin ,içinde bulunduğu yaşam şartlarının ‘’gelir, gider, sağlık, eğtim, hukuk, demokrasi, adalet, özgürlük v.s seviyesini düşünerek 1 çocuk neden yapsın ‘’ bu atadan miras, çocuk yapmadan olmaz, veya ne kadar çok olursa o kadar iyi zihniyetini kim neden aşılamış. kendi yaşadığın sıkıntıları çocuklarında yaşasın diye, dünyaya üretim yapmanın anlamını, mantığını kim açıklayabilir, kimsede açıklayamaz.

(türkiyede banka çalıştıran birinin amerikada nalbur dükkanı işletiğini biliyormusunuz. Türkiyedeki eğtimin avrupada hiçbirşey ifade etmediğini, tüm zengin işadamlarının, sanatçıların çocuklarını amerikada, ingilterede doğurmanın ötesinde, eğtiminide orada tamamladıklarını biliyormuyuz) 3.sınıf bir ülkede yaşayıp 3.sınıf hizmetler ve ücretler alıp, karşılığını 1. Sınıf ödemelerle yapan sade vatandaş olarak illegal işler yapmadan kaliteli bir yaşam süreceğimizi, kaliteli sağlık, eğtim, yiyecek, içecek, giyecek, ulaşım, barınak, tatil, v.s v.s ihtiyacımızı karşılayabileceğimizi düşünenler parmak kaldırsın. Elleri havada olanlar bahsetiğim ahmaklar olabilir .

Bence durum açık net.  yaşanan şey eğtimsiz veya parasal sistemli yaşam çerçevesi içinde eğtimli, alışık olduğu düzeni sorgulamadan devam ettirecek, parasal sistemin üretim ve tüketimindeki zinciri aksatmayacak  bir sürü toplumcukları oluşturulmuş. ''din, dil, mezhep, ırk, milliyetçilik ve tüm ayrıştırıcı düşüncelerle'' ve tüm karmaşık, kurumlar, yapılar, geniş kitleleri meşgul eden ''futbol, şarkıclık, mankenlik,artislik v.s gibi'', yaptığı işin mahiyeti ile orantısız, uçuk kazançlar sağlayan meslekler, sektörler ile sürekli bir mücadele ortamının hazırlanması ve insanların meşgul edilmesi amaçlanmış ve tıkır tıkır işliyor.

Bu üreme konusunda bakış açımın kaynağı içinde bulunduğumuz parasal sistemli yaşam biçimidir. yani içinde bulunduğumuz sömürücü mücadele sistemi olmasa, ekonomik kaygılar ve ekonomik sorunların toplum ve çocukların üzerindeki etkisi her çocuğun bu aptal toplum mücadelesine eklemlenmesi ve bütün verimliliklerinin, enerjilerinin sömürülüp posasının bir çöp kotusuna fırlatılması gerçeği olmasa belki daha  töleranslı olabilirim. ama bu üreme mantıklı düşünüldüğünde kendi üretiğine dünyaya getirdiğin çocuğada bir ceza oluyor. bu saçma sapan anlamsız mücadeleyi yaşayıp acı çekmesi için kim bir çocuk dünyaya getirir, kendi yaşantısından daha iyi, nasıl bir umut, nasıl bir farklılık beklenir.

pcked

Toplam 74774 ziyaretçi (153280 klik) Kişi Buradaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol